top of page

Duygusal Yeme Bozukluğu 

Yazarın fotoğrafı: AkgenLabAkgenLab
duygusal yeme bozukluğu

Duygusal yeme bozukluğu, kişinin zorlayıcı duygusal durumlarla başa çıkma stratejisi olarak tanımlanabilir ve genellikle stres, öfke, depresyon gibi olumsuz duygularla ilişkilidir. Ancak, pozitif duyguların yaşandığı anlarda da duygusal yeme eğilimleri görülebilir. Bu bozukluk, bireyin duygusal durumlarını tanımlamakta ve yönetmekte zorlanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kişiler, duygusal rahatlama sağlamak amacıyla şeker ve yağ oranı yüksek gıdalara yönelirler. Bu tür yiyecekler, hızlı bir haz kaynağı sunarak duygusal zorluklardan kaçış sağlar. Özellikle stresli, sıkıntılı ya da kutlama gerektiren anlarda yemek yeme ihtiyacı hissedilir.


Duygusal yeme başlangıçta kişiye kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zamanla bu davranışın kontrol dışı hale gelmesi, daha fazla yeme ve sağlıksız bir alışkanlık geliştirilmesine yol açar. Bu döngü, kişilerin duygusal sorunları çözmek yerine derinleştirir. Kişinin yemek yediği anda bu davranışın duygusal bir ihtiyaçtan kaynaklandığını fark etmesi, problemi anlamak ve çözmek adına önemli bir adımdır. Bu farkındalık, kişinin zorlayıcı bir duygu yaşayıp yaşamadığını sorgulamasına yardımcı olabilir. Bu süreç, duygusal yeme davranışını tanıyıp, yerine daha sağlıklı baş etme yöntemleri geliştirmeyi mümkün kılar.


Duygusal yeme bozukluğu, bazen aşırı yeme bozukluğu (bulimia nervoza gibi) ile de ilişkilendirilir. Bu bozukluk, duygusal ihtiyaçların kontrolsüz bir şekilde yemekle karşılanması sonucu zamanla daha ciddi bir sorun haline gelebilir. Kişinin bu tür eğilimlerinin farkına varması ve bu davranışa neden olan duygusal durumları doğru bir şekilde tanımlayabilmesi, sağlıklı bir yaklaşım geliştirebilmesi için kritik bir rol oynar.


Duygusal Yeme Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?  

Duygusal yeme bozukluğu olan, kişinin zorlayıcı duygusal durumlarla başa çıkmak için yemek yeme eğilimine girmesiyle tanımlanır. Bu tür yeme davranışı, kişiye anlık bir rahatlama sağlar, ancak genellikle sonrasında suçluluk duygusu yaratır. Suçluluk duygusu, kişiyi yeniden yeme isteğine sürükler, bu da kısır bir döngüye yol açar. Bu döngü, zamanla daha da derinleşebilir ve yiyeceklerle gelen geçici rahatlama, duygusal sorunları ve yeme isteğini tetikleyen bir uyarana dönüşür. Kişi, bu döngü içinde sık sık kaygı, anksiyete, stres, öfke gibi duygularla karşılaşır ve bu duygulara bağlı olarak yeme eğilimi artar.


Duygusal yemenin tetikleyicileri farklılık gösterebilir, ancak en yaygın nedenler arasında yoğun duygusal durumlar, yetersiz başa çıkma becerileri ve gündelik beslenme düzeni yer alır. Zorlayıcı duygusal durumlar yaşayan bireyler, genellikle yemekle rahatlama arayışına girerler. Örneğin, stresli bir durumda aşırı yemek yemek, bu duygusal yükten kaçışın bir yolu haline gelir. Ayrıca, kişi duygusal stres altında, yemek yeme davranışını kontrol etmede zorlanabilir. Kişinin beslenme alışkanlıkları da bu süreçte önemli bir rol oynar; aşırı yeme, çoğu zaman duygusal olarak sıkışan bir kişinin alışkanlıklarıyla bağlantılıdır.


Duygusal Yeme Bozukluğu Neden Kaynaklanır? 

Duygusal açlık probleminin önemli nedenleri çeşitlendirelebilinir. Depresyon, bireyde duygusal açlığı tetikleyebilir, çünkü bu durum duygusal boşlukların daha fazla fark edilmesine neden olur. Ayrıca, doğal afetler gibi travmatik olaylar sonrasında insanlar rahatlama arayışında olabilir ve bu da duygusal yeme davranışını tetikleyebilir. Obezite hastalarında ise, sıkça yaşanan başarısız diyet denemeleri aşırı yemeye yol açabilir. Yine, birine veya bir duruma duyulan öfke ya da ani gelişen stres, aşırı yemek yemeye neden olabilir.


Duygusal yeme bozukluğunun bir başka önemli boyutu, duygulardan kaçınma geçmişidir. Zorlayıcı duygularla karşılaştıklarında, yemekle rahatlamayı tercih eden kişiler, bu duygulara karşı tolerans geliştiremeyebilirler. Bu durum, etkili başa çıkma becerilerinin gelişmesini engeller ve kişi, duygusal zorlanma anlarında tekrar yemek yeme eğiliminde olabilir. Sonuç olarak, duygusal yeme sadece anlık bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede psikolojik bir soruna dönüşerek daha karmaşık bir hale gelir ve bireyi asıl sorundan uzaklaştıran bir kısır döngüye sürükler.


Duygusal Yeme Bozukluğu ile Başa Çıkma Yöntemleri

Duygusal yeme ile yapılan psikoterapi süreçlerinde, özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ekolünde, ilk adım farkındalık kazanmaktır. Bu süreçte, bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını tanıması sağlanır. Duygusal yeme ataklarını tetikleyen faktörler belirlenir ve bu durumlar üzerine yoğunlaşılır. Kişinin, hangi duyguların yeme davranışlarını harekete geçirdiğini fark etmesi sağlanır. Bu süreç, bireyin duygularıyla başa çıkabilme kapasitesini artırır ve duygularla barış içinde kalabilmeyi öğretir. Sonraki adımlar, duygularla kalabilme ve bu duyguları düzenleyebilme becerilerinin kazandırılmasıdır. Bu şekilde, birey duygusal yeme eğiliminden kaçınarak, sağlıklı baş etme yöntemlerini hayatına çeker.


Sürekli yemek yeme davranışını sürdüren faktörlerden biri, kişinin beslenme düzenidir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştiren bireyler, duygusal olarak zorlandıkları durumlarda yeme isteğini daha kolay kontrol edebilirler. Sağlıklı beslenme, vücudun gereksinim duyduğu besin maddelerini dengeli ve düzenli bir şekilde almayı hedefleyen, bilinçli ve dikkatli bir beslenme biçimidir.


Bu sağlıklı beslenme alışkanlığı için genellikle üç ana öğün ve iki ara öğün önerilmektedir. Ara öğünler, kan şekerini dengelemeye yardımcı olur ve tokluk hissini sürdürülebilir kılar. Öte yandan, uzun süre aç kalma, öğün atlama ve aşırı kısıtlayıcı diyetler, hem duygusal hem de fizyolojik açlık hissi seviyelerini artırarak olumsuz etkilere yol açabilir.


Yoğun günlük yaşamda düzenli beslenme alışkanlığı kazanmak zor olabilir. Ancak, öğün saatlerini ve içeriklerini önceden planlamak, hatta öğün atlamamak için alarm kurmak, düzenli yeme alışkanlığı kazanmayı kolaylaştırabilir. Ayrıca, sağlıklı bir beslenme alışkanlığı için vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögelerinin dengeli bir şekilde alınması önemlidir. Protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral içeren besinleri dengeli bir şekilde tüketerek, kişi sağlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirebilir. Düzenli ve dengeli bir beslenme alışkanlığı, kişinin yemekle olan ilişkisini değiştirir ve duygusal yeme ihtiyacını azaltır.


Genetik yapınızın beslenme alışkanlıklarına, metabolizmanıza, duyarlı olduğunuz besinlere ve daha birçok konuyu analiz etmek için Nutrigenetik Beslenme Testi'mizi kullanabilirsiniz.

11 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page